Rıza ütünün derdini halledip yengesinin gönlünü hoş ettikten sonra süklüm püklüm döndü dükkana. Döndü dönmesine ya aklı hala Ustada... Neyse ki yarım saat geçti geçmedi, çaldı telefon. Rıza oğlum, var mı gelen giden ? İyi, iyi, ben bugün gelmem artık, dükkan sana emanet. Ne meraklanıyorsun oğlum, allah allah... Size rapor vermeden adım atamayacak mıyım ben be! Bırak zevzekliği de lafımı dinle, ara şimdi evi. Yengene de ki akşama misafirimiz var, Levent’le geleceğim, hatırlamazsa sarı oğlan de, o anlar. Evde rakı yoksa alsın, biraz da meze yapsın yanına. Akşama geliriz yemeğe... Mehmet’i de arasın, o da gelsin akşama...
Sahiden de sarı oğlan deyince anladı Ayla Hanım akşamki sürpriz misafirin kim olduğunu. Anladı anlamasına ya, hayra mı yorsun şere mi bilemedi. Hayırdır inşallah... Yirmi yıl sonra nereden çıktı bu oğlan. Bizimki de tam kapalı kutu, dünden söyleseydi keşke.. Ayşe buradayken yaprak sardırırdım, eli pek yatkın, kalem gibi sarıyor valla... Ne yapmalı ki şimdi? Telaşlanma Ayla, bulursun birşeyler, çok şükür kimse aç kalkmaz benim soframdan. İyi de Mehmet’i niye çağırıyoruz şimdi ? İster misin bu adam göndermeye kalksın oğlumu? Yine işten ayrıldığını duyunca sinirden köpürdü, ne halin varsa gör dedi ama aklı da oğlanda. Burada bir baltaya sap olamadı, gitsin orada çalışsın der mi der... Yok ama ben göndermem oğlumu. Bir de orada buldu mu bir zilli, zor görürüz bir daha yüzünü. Bu Hatice’den de korkulur valla, üç vakte kadar böyle uçakla falan uzaktan bir misafir var size dediydi, bu adamın haneden birine pek bir faydası dokunacakmış. Al işte, üzerinden on gün geçmedi yirmi yıldır yüzünüzü görmediğimiz adam taa nerelerden geldi. Vallahi korkulur bu kızdan...
Sahiden de sarı oğlan deyince anladı Ayla Hanım akşamki sürpriz misafirin kim olduğunu. Anladı anlamasına ya, hayra mı yorsun şere mi bilemedi. Hayırdır inşallah... Yirmi yıl sonra nereden çıktı bu oğlan. Bizimki de tam kapalı kutu, dünden söyleseydi keşke.. Ayşe buradayken yaprak sardırırdım, eli pek yatkın, kalem gibi sarıyor valla... Ne yapmalı ki şimdi? Telaşlanma Ayla, bulursun birşeyler, çok şükür kimse aç kalkmaz benim soframdan. İyi de Mehmet’i niye çağırıyoruz şimdi ? İster misin bu adam göndermeye kalksın oğlumu? Yine işten ayrıldığını duyunca sinirden köpürdü, ne halin varsa gör dedi ama aklı da oğlanda. Burada bir baltaya sap olamadı, gitsin orada çalışsın der mi der... Yok ama ben göndermem oğlumu. Bir de orada buldu mu bir zilli, zor görürüz bir daha yüzünü. Bu Hatice’den de korkulur valla, üç vakte kadar böyle uçakla falan uzaktan bir misafir var size dediydi, bu adamın haneden birine pek bir faydası dokunacakmış. Al işte, üzerinden on gün geçmedi yirmi yıldır yüzünüzü görmediğimiz adam taa nerelerden geldi. Vallahi korkulur bu kızdan...